Ne inşa ediyorsunuz? Duvar mı, katedral mi? İşiniz sizin için ne ifade ediyor?

Çalışma hayatınızda ne kadar mutlusunuz?  Bu sorunun cevabını etkileyen birçok faktör var; çalıştığınız firmanın imkanları, yöneticiniz, çalışma arkadaşlarınız, işteki riskler, bu aralar evden çalışırken yaşanan zorluklar veya kolaylıklar…  Dış faktörlerin sayısı ve etkisi yüksek evet, bununla birlikte etkisi çok yüksek olan bir bireysel faktör var. Belki de etkisi en yüksek olan faktör. O da “sizin işi NASIL gördüğünüz” başka deyişle “çalışmanın sizin için NE ifade ettiği”.

Bundan 20 yıl kadar önce çalışanların işi nasıl gördüklerine dair bir çalışma yapılmış ve 3 grup tanımlanmış: İş – Kariyer – Çağrı. Biraz detaylandırayım.

Birinci grup işi İŞ (job) olarak görenler.  Bu gruptakiler, çalışmayı bir zorunluluk olarak görürler, odak noktaları işin karşılığında maaş alıyor olmaktır. Maaş haricinde farklı bir ödül arayışında veya talebinde değillerdir.

İkinci grup işi KARİYER (career) olarak görenler. Bu gruptakiler, birinci gruba göre işi kişisel yatırım olarak görürler, maaşla birlikte kariyerlerinde ilerlemeye odaklanırlar. Bu ilerleme de genellikle itibar, güç ve özgüveni de peşinde getirir.

Üçüncü grup ise işi ÇAĞRI (calling) olarak görenler. Çağrı dendiğinde pek anlamlı gelmeyebilir, tutku ve heves kelimelerini de eklersek daha anlamlı olabilir. Bu grup için iş, hayattan ayrı tutulamaz. Çalışmanın verdiği tatmin, dünyayı daha iyi bir yapmaya yönelik sunulan katkı yani sosyal açıdan yararlı olduğunu hissetme ön plandadır, maaş, itibar ve güçten daha kuvvetlidir. Bu gruptakiler işi yapmanın, çalışıyor olmanın sağladığı “tamamlanma” duygusundan zevk alırlar. 

 

Dışsal motivasyon mu? İçsel motivasyon mu?

Araştırmacılar, Çağrı grubunun içsel motivasyon ile, İş grubunun ise dışsal motivasyon ile ilişkili olduğunu, Kariyer grubundakilerin ise içsel motivasyondan ziyade dışsal motivasyona biraz daha yakın olduklarını düşünüyorlar.

Biraz daha somutlaştıralım. Şu hikayeyi bilirsiniz muhtemelen.

Bir gezgin yolda üç adama rastlar. Adamlar tuğla dizmektedirler. Şunu sorar: “Burada ne yapıyorsunuz?”

Birinci adam: “Görmüyor musun? Tuğla diziyorum.”

İkinci adam: “Görmüyor musun? Duvar inşa ediyorum.”

Üçüncü adam ellerini gökyüzüne kaldırarak: “Görmüyor musun? Katedral inşa ediyorum.” der.

 

Benzer bir örneğe de Seligman’ın çalışmasında rastlıyoruz. Hastanelerdeki temizlik görevlileri ile ilgili çalışmada, bazı temizlik görevleri işlerini “odaları temizlemek” olarak tanımlarken, bazıları ise işlerini "hastaların iyileşmesine yardımcı olmada kritik" olarak gördüklerini belirtmiş. İkinci grup işi Çağrı olarak görenler. İşlerini en verimli hale getirmek için zaman planlaması yaptıkları ve hastalarla daha fazla zaman geçirmelerini sağlamak için doktor ve hemşirelerin ihtiyaçlarını tahmin etmeye çalıştıkları belirtiliyor. Eminim o hastanede güzel bir katedral inşa ediliyordur.

 

Şimdi size şu soruları soruyorum:

  • Siz hangi gruptasınız? İşi İŞ olarak mı, KARİYER olarak mı, ÇAĞRI olarak mı görüyorsunuz?
  • İşiniz sizin için ne anlam ifade ediyor?
  • Çalışmak, hayatınızda neye hizmet ediyor?
  • İşi sevdiğiniz için yapmak mı? Severek yapmak mı?
  • Anlamlı bir iş bulmak mı? İşi daha anlamlı hale getirmek mi?
  • Mükemmel işi bulmak mı? İşi mükemmelleştirmek mi?
Paylaş: