Kariyerinizin beşinci yılında olun, on beşinci yılında olun, çalıştığınız ilk kurum veya onuncu kurum olsun. Çalıştığınız kurumda, en az iki yılınızı doldurduktan sonra, dönüp ilk yılı ve ikinci yılı değerlendirmek lazım. Bu değerlendirme; hem kendi bilgi ve becerilerinizi, hem yöneticiniz ile olan işbirliğinizi, kurumdaki iletişiminizi gözden geçirmenize yardımcı olacak, hem de kurumun kültürü ile sizin uyumunuz hakkında size ipuçları verecektir.
Neden 2 yıl? Hemen açıklayayım. İlk yıl, kuruma adaptasyon, kurum kültürü, çalışma arkadaşlarınızı tanıdığınız, anladığınız, içselleştirdiğiniz yıl olarak geçmiş olabilir. Daha fazla veriye, gözleme ve deneyime dayalı bir değerlendirme için ikinci yıl daha doğru olacaktır.
Sorulara gelir isek…
- İşiniz daha iyi bir “siz” yaratmanıza ve hissetmenize yardımcı oluyor mu?
Buradaki önemli nokta, sizin için doğru işte çalışıp çalışmadığınızı (biz buna birey-iş uyumu / peron-job fit diyoruz) sorgulamaktır. Yaptığınız iş, hedefleriniz ve hayalleriniz ile paralel mi? Becerilerinizi kullandığınızı, geliştirdiğinizi, topluma katkı sağladığınızı, bir amaç doğrultusunda çalıştığınızı ve ilerlediğinizi hissediyor musunuz?
- Ailenize zaman ayırıyor musunuz?
- Sadece “kendiniz ile olduğunuz” zamanlar oluyor mu? Kendinize, size özel zaman ayırıyor musunuz?
2. ve 3. sorular iş-hayat dengeniz ile ilgili olup, bence en kritik sorulardandır. İşkolik misiniz? İş ile özel hayatınız arasında denge kurabiliyor musunuz? İş yükü veya hissettiğiniz yoğun baskı nedeniyle, kendinizi veya ailenizi ıskalıyor musunuz, ihmal ediyor musunuz? Ediyor iseniz, pişmanlık, huzursuzluk duyuyor musunuz? Bu durumu yönetebilmek, dengeyi sağlayabilmek için neler yapılabileceğini düşünmekte fayda olabilir. Özellikle 45 yaş sonrası hayatına dönüp baktığında iş yoğunluğu nedeniyle ailesini ve kendi özel yaşantısını ihmal ettiğini fark eden, “keşke” kelimesini fazlaca kullanan çok kişi tanıyorum.
- İşinizden ne kadar keyif alıyorsunuz? Yüzde kaçından keyif alıyorsunuz?
Bu soruya %90 ve üzeri olarak cevap veren çok az kişiye rastladım. Eğitimlerimde veya bireysel görüşmelerimde aldığım cevaplar genel olarak %50 ile %60 arasında diyebilirim. İşinizi keyifli kılan faktörler neler, daha keyifli hale getirebilecek şeyler, faktörler, uygulamalar neler olabilir? Yüzdelik oranı nasıl daha yüksek yapabilirsiniz? Bu noktada da “İş Karakteristikleri Modeli”nden yararlanmak uygun olabilir. Aşağıdaki sorular da yardımcı olacaktır.
- İşiniz 1’den fazla yeteneği kullanmanıza izin veriyor mu?
Bu yetenek veya beceriler fiziksel de olabilir, zihinsel de olabilir. İşinizde tek tip beceri mi baskın, yoksa birden fazla becerinizi kullanıyor ve geliştiriyor musunuz? Kısaca, bu soru işinizde yetenek çeşitliliğinin olup olmadığını sorgular. İşinize kendinizden bir şeyler katabiliyor musunuz, size yeterince anlamlı geliyor mu?
- İşinizde kendinizi ne kadar serbest / otonom / özerk hissediyorsunuz?
İşlerinizin ne kadarında direktif, yönlendirme veya emir (benzer anlamlı kelimeleri özellikle yazdım) alıyorsunuz? Kendinizi özgür hissediyor musunuz? Yoksa kısıtlanmış mı hissediyorsunuz? Bu konuda rahatsızlık duyuyor musunuz? Duyuyorsanız, ne kadar rahatsızlık duyuyorsunuz?
Çoğu zaman özerklik güzel bir durum gibi görünür, ancak çalışan yeterli kalifikasyonlara henüz sahip değil ise, özerklik etkin bir durum olmayabilir. Çalışan, hata yapma korkusu hissedebilir, bu da performansını ve verimliliğini olumsuz yönde etkiler. Bu durumun tam tersi ise fazla kısıtlanıyor olmak. Kısıtlanmak veya bir üst amirden sürekli onay isteme ihtiyacı hissetmek, çalışanın yaptığı işin sorumluluğunu hissedememesine, deneyimleyememesine neden olabilir. Bu da stres oluşturabilir, düşük iş tatmini, düşük motivasyon, işe gelmeme gibi sonuçlar doğurabilir.
- İşyerindeki performansınız hakkında net, doğrudan ve açık bilgi veriliyor mu?
Geribildirim hatta ileribildirim (feedforward) günümüz iş dünyasının olmazsa olmazıdır, ama maalesef çoğu işyerinde de atlanan bir konudur. İş çıktılarınız, faaliyetlerinizin yarattığı sonuçlar hakkında düzenli (en az 6 ayda 1), net, açık ve mantıklı bilgiyi doğrudan alıyor musunuz?
Son 3 sorunun cevapları objektif olmalı ve ilk 4 soruda olduğu gibi çok iyi değerlendirilmeli. Olumsuz olan veya geliştirilmesi gerektiği düşünülen noktalar tespit edilerek, işyerinde ilgili ekip üyelerinden, yöneticilerden, insan kaynaklarından veya üst yönetimden geliştirilmesi yönünde talepte bulunulabilir, destek istenebilir.
Bununla birlikte, ilk 4 soruya verdiğiniz cevaplar ışığında alınabilecek aksiyonlar, değiştirilebilecek veya revize edilebilecek durumlar ise tamamen SİZİN elinizde.
Yazımı Buddha’nın bir sözü ile sonlandırmak isterim…
“İşiniz, işinizi keşfetmek ve sonra kendinizi tüm kalbinizle ona vermenizdir.”